Google, yeni kuantum çipi “Willow” ile teknolojide yeni bir dönemin kapısını araladı. Şirketin açıklamasına göre, dünyanın en hızlı süper bilgisayarlarının çözümü için 10 septilyon yıl gerektiren bir problemi, bu çip yalnızca 5 dakikada çözebiliyor.
Google Kuantum Laboratuvarı’nın başındaki Hartmut Neven, çipin nükleer füzyondan ilaç geliştirmeye kadar birçok alanda devrim yaratabileceğini ifade ediyor. Ancak bu tür bir teknolojinin, yalnızca bir avuç şirket ve devletin elinde kalmasının dünyadaki dengeleri nasıl etkileyeceği konusunda büyük soru işaretleri var.
Bilişim uzmanı Tolga Mürtezaoğlu, bu gelişmenin önemini anlamak için kuantum bilgisayarların nasıl çalıştığını bilmek gerektiğini söylüyor ve kuantumun klasik bilgisayarlardan farkını şu sözlerle açıklıyor:
“Klasik bilgisayarlar, işlemleri 1 ve 0 üzerinden çözer. Bir labirenti düşünün; klasik bilgisayar, çıkışı bulmak için tüm yolları teker teker dener. Ancak kuantum bilgisayarlar farklıdır. Onlar tüm labirente bir seferde bakar ve çıkışı anında bulabilir.”
Mürtezaoğlu, bu teorik avantajın pratikte pek çok hata barındırdığını da belirtiyor. Ancak Willow gibi projeler, hata oranlarının düşmesi konusunda dev adımlar atıyor.
Willow’un fark yarattığı nokta yalnızca hız değil, aynı zamanda doğruluk oranı. Mürtezaoğlu, “Google’ın önceki çipi Sycamore, 10 bin yılda çözülecek bir problemi 200 saniyede çözmüştü. Ancak o dönemde hata oranı oldukça yüksekti; 10 işlemden biri hatalıydı. Willow’da ise bu oran 10 binde 4’e düştü” diyor.
Bu, kuantum bilgisayarların daha güvenilir hale gelmesi açısından bir dönüm noktası. Ancak Mürtezaoğlu’na göre, bu teknolojinin tam anlamıyla kullanılabilmesi için henüz yeterli altyapılar yok:
“Çok hızlı bir arabanız var ama o arabayı sürebileceğiniz uygun bir yol henüz yapılmamış gibi düşünebilirsiniz.”
Kuantum bilgisayarların gelişmesiyle birlikte günümüzün şifreleme yöntemlerinin kırılabilir hale gelmesi, dijital kıyamet senaryolarını gündeme getiriyor. Mürtezaoğlu, bu konuda uyarıyor:
“Bugün güvenli kabul edilen şifreleme yöntemleri, kuantum bilgisayarlar sayesinde anında çözülebilir. Ancak bu bir son değil. ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü, kuantuma karşı güvenli yeni şifreleme teknikleri üzerinde çalışıyor.”
Gelecekte, kuantum altyapısıyla desteklenen güçlü şifreleme yöntemlerinin geliştirilmesi bekleniyor.
Kuantum teknolojisinin getireceği fırsatlar da büyük. Mürtezaoğlu, bu teknolojinin özellikle sağlık, enerji ve çevre gibi kritik alanlarda devrim yaratacağını düşünüyor: “Protein yapılarının çözülmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının daha verimli yönetilmesi ve kusursuz hava durumu tahmini gibi pek çok problem, kuantum bilgisayarlarla sorun olmaktan çıkacak.”
Nükleer füzyon teknolojisinde de büyük potansiyel bulunuyor. Mürtezaoğlu, 2023 yılında verilen enerjiden daha fazlasını geri almayı başaran füzyon deneylerini hatırlatarak, “Kuantum bilgisayarlar, bu çalışmaları çok daha verimli hale getirebilir ve enerji sorununu kökünden çözebilir” diyor.
Bu teknolojinin özellikle askeri alandaki etkileri ise düşündürücü. Savaş makineleri, sıfır hata ile çalışan robot ordular ve sadece robotların işlediği fabrikalar, yeni bir güç dengesizliği yaratabilir.
Mürtezaoğlu, yapay zeka ile kuantumun birleşiminin insanlık için ciddi sorular doğurabileceğini ifade ediyor:
“Willow, yalnızca bir çip değil, belki de farkında olmadığımız bir kapıyı aralıyor. Bu kapının ardında bizi neyin beklediğini kestirmek zor.”
Willow ve benzeri çiplerle kuantum devrimine bir adım daha yaklaştık. Ancak bu teknolojinin insanlık için umut mu yoksa tehdit mi olacağı, ilerleyen yıllarda alacağı şekle bağlı.
Kaynak : TRT
GÜNDEM
28 Aralık 2024SPOR
28 Aralık 2024GÜNDEM
28 Aralık 2024SPOR
28 Aralık 2024SPOR
28 Aralık 2024GÜNDEM
28 Aralık 2024GÜNDEM
28 Aralık 2024