Parlamenterler, aktivistler ve toplum üyelerinden oluşan Afrika Tazminatları İçin Tüm Partiler Parlamento Grubu (APPG-AR) tarafından yayımlanan raporda, Mısır mumyaları da dahil olmak üzere atalara ait kalıntıların sergilenmesi ve satışının yasaklanması istendi.
Mevcut yasalar, yalnızca son 100 yıl içinde ölen kişilere ait vücut dokularının edinilmesi ve tutulması için izin gerektiriyor.
2004 tarihli İnsan Dokusu Yasası (Human Tissue Act) ise yalnızca organ nakli amacıyla insan kalıntılarının alım, satım ve bulundurulmasını yasaklıyor.
Raporda, İngiltere’deki müzelerin sömürge döneminde ele geçirilen atalara ait kalıntıları muhafaza etmesinin diaspora toplulukları için yarattığı sıkıntıya dikkat çekildi.
Belgede, 19. yüzyılda Britanya ve Fransa’da mumyalanmış bedenlerin lüks bir meta olarak alınıp satıldığı, hatta İngiltere’de “mumiya açma partileri” düzenlendiği belirtildi.
Günümüzde ise Mısır mumyalarının popüler kültürde korku unsuru olarak kullanıldığı ve bu durumun Mısır mirasını egzotik bir gizeme indirgediği ifade edildi.
Rapor, insan kalıntılarının satışının yasaklanması, İnsan Dokusu Yasası’nın 100 yıldan daha eski kalıntıları da kapsayacak şekilde genişletilmesi, müze yönetim kurullarının diaspora topluluklarını temsil edecek şekilde düzenlenmesi ve kültürel kurumlarda bulunan insan kalıntılarının envanterinin çıkarılması gibi 14 öneri sundu.
Konuyla ilgili olarak Lordlar Kamarası’nda düzenlenen oturumda Kültür, Medya ve Spor Bakanlığı’ndan Fiona Twycross, müzelere yönelik mevcut rehberliğin 2005 yılında yayımlandığını hatırlatarak “Dünya o zamandan beri önemli ölçüde değişti” dedi.
İngiltere’deki en büyük müzelerden biri olan Pitt Rivers Müzesi, 2020 yılında dekolonizasyon sürecinin bir parçası olarak sergilerinden 120 eseri çıkarmıştı. Bunlar arasında Mısır mumyaları, Naga kabilesine ait kesik başlar ve “küçültülmüş kafa” adı verilen kalıntılar bulunuyordu. Müzenin direktörü Prof. Laura Van Broekhoven, insan kalıntılarının satışının ve kamuya açık müzelerde sergilenmesinin yasaklanması çağrısını desteklediklerini açıkladı.
Lordlar Kamarası’ndaki oturumda, İşçi Partisi üyesi Paul Boateng, insan kalıntılarının ticaretini “iğrenç bir uygulama” olarak nitelendirdi ve bunun derhal sona ermesi gerektiğini söyledi. Boateng, “Bu korkunç ticaret durmalı. Yerli halkların atalarına ait kalıntıların torunlarının iradesine aykırı bir şekilde müzelerde sergilenmesi son bulmalı” dedi.
Boateng, Londra’daki British Museum’un Māori dövmeli kafaları ve Torres Boğazı Adaları’ndan iki isme ait kafataslarını iade etmeyi reddettiğini belirterek kurumu eleştirdi. Müzenin “sürekli savunmada olduğu” ve “uzun süredir reforme edilmesi gerektiği” ifade edildi.
British Museum’un internet sitesine göre, müze 6 binden fazla insan kalıntısı barındırıyor ve bunların “geçmişi anlamaya katkı sunduğunu” öne sürüyor.
Müze yetkilileri, insan kalıntılarının her zaman “saygı ve haysiyet çerçevesinde” ele alındığını savunsa da tartışmalar sürüyor.
Müzelerde ve müzayede evlerinde insan kalıntılarının sergilenmesi ve satışı konusundaki tartışmalar yalnızca İngiltere ile sınırlı değil. Geçtiğimiz yıl ABD’de Smithsonian Enstitüsü, 20. yüzyılın ilk yarısında çoğunluğu Afrikalı ve Yerli Amerikalı topluluklara ait binlerce vücut parçasını rızaları olmadan topladıkları için özür dilemişti.
İnsan kalıntılarının kültürel miras mı yoksa etik bir sorun mu olduğu konusundaki küresel tartışmalar devam ediyor.
Kaynak : TRT HABER
GÜNDEM
15 Mart 2025SPOR
15 Mart 2025GÜNDEM
15 Mart 2025SPOR
15 Mart 2025SPOR
15 Mart 2025GÜNDEM
15 Mart 2025GÜNDEM
15 Mart 2025